Hoşgörü Nedir? Toplumsal Yapıların, Cinsiyet Rollerinin ve Kültürel Pratiklerin Etkisi
Toplumların varlıklarını sürdürmesi, insanların birbirleriyle nasıl etkileşime girdikleri ve farklılıkları nasıl yönettikleriyle yakından ilişkilidir. Bu yazıda, toplumsal yapıların ve bireylerin etkileşimini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, hoşgörünün toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler açısından nasıl şekillendiğini irdeleyeceğiz. Hoşgörü, insanların birbirlerinin farklılıklarına duyduğu saygı ve anlayış olarak tanımlanabilir. Ancak, bu kavram, bireylerin içsel değerlerinden çok, toplumun kültürel ve yapısal kodlarına dayalı olarak şekillenir. Toplumlar zamanla belirli normlar ve kurallar geliştirir ve bu kurallar, bireylerin birbirlerine olan yaklaşımını belirler. Hoşgörü, bu normlara nasıl uyulduğu veya onlardan sapıldığı ile doğrudan bağlantılıdır.
Hoşgörü ve Toplumsal Yapılar
Hoşgörünün, toplumsal yapılar tarafından nasıl şekillendiğine bakıldığında, çoğu toplumda bu kavramın dinamik bir süreç olduğunu görebiliriz. Toplumlar, sadece bireylerin değil, aynı zamanda sosyal sınıfların, ırkların, cinsiyetlerin ve diğer grupların birbirleriyle olan ilişkilerini de düzenler. Bir toplumda hoşgörü, bazen bir değer olarak öğretilirken, bazen de bir zorunluluk olarak dayatılır. Bu bağlamda, hoşgörü genellikle daha çok toplumun bir yapısal parçası olarak kabul edilir ve bireyler bu yapıyı anlamadan ve kabul etmeden, toplumsal etkileşimlerinde hoşgörüyü deneyimleyemezler.
Toplumsal normlar, bireylerin neyi kabul edip neyi dışladıklarını belirler. Bir toplumda hoşgörü, farklılıkların kabul edilmesinin ötesine geçerek, toplumsal çeşitliliği kucaklama anlamına gelir. Örneğin, toplumsal normların LGBT+ haklarını kabul etmesi, o toplumda hoşgörünün ne denli derinlemesine işlediğini gösterir. Bu normlar, zamanla kültürel pratiklere dönüşerek, bir toplumun genel hoşgörü düzeyini belirler.
Cinsiyet Rolleri ve Hoşgörü
Toplumsal yapılar, yalnızca insanların farklılıklarına bakış açılarını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda cinsiyet rollerinin nasıl işlediğini de şekillendirir. Erkeklerin yapısal işlevlere, kadınların ise ilişkisel bağlara odaklanması, hoşgörü anlayışını farklı şekillerde etkiler. Erkeklerin toplumda genellikle liderlik pozisyonlarında yer alması, yapısal görevlerde daha aktif olmaları, hoşgörü anlayışlarının daha geniş bir toplumsal perspektife odaklanmasına yol açar. Erkekler, genellikle evin dışındaki ilişkilerde daha güçlü bir rol üstlendikleri için, toplumun yapısal düzeyindeki farklılıkları kabul etmekte daha kolay olabilirler. Bu, toplumsal hoşgörüyü belirli bir düzeyde güçlendirebilir.
Kadınlar ise toplumda daha çok ilişkisel bağlarla tanınır ve aile içindeki roller, onların toplumsal etkileşimlerini şekillendirir. Kadınların ilişkisel bağlara odaklanması, hoşgörü anlayışlarının bireysel düzeyde daha derinlemesine işlenmesini sağlayabilir. Örneğin, kadınların aile içindeki farklılıkları kabul etme ve uyum sağlama yetenekleri, toplumsal hoşgörüye nasıl katkıda bulunabileceğini gösterir. Ancak, bu durum bazen kadınların daha geniş toplumsal normlarla çatışan, bireysel haklarını savunmalarını zorlaştırabilir. Bu noktada, kadınların hoşgörüsünü bir adım ileriye taşıyan ve toplumsal normları sorgulayan hareketler ortaya çıkabilir.
Kültürel Pratikler ve Hoşgörü
Her toplumda, kültürel pratikler hoşgörüye bakışı etkileyebilir. Toplumsal normların ve değerlerin belirlendiği kültürler, genellikle neyin kabul edilebilir ve neyin reddedilebilir olduğunu tanımlar. Hoşgörü, kültürün bir yansımasıdır; örneğin, bazı kültürlerde misafirperverlik ve hoşgörü, toplumsal bir sorumluluk olarak kabul edilirken, diğerlerinde daha bireysel bir seçim olabilir. Bu bağlamda, kültürel pratikler insanların hoşgörüsünü şekillendirirken, aynı zamanda bir toplumun ne tür çeşitlilikleri kabul ettiğini de gösterir.
Örnek olarak, bazı toplumlarda kültürel çeşitlilik kabul edilirken, diğerlerinde homojenlik daha çok vurgulanır. Bu, toplumsal hoşgörünün farklı şekillerde deneyimlenmesini sağlar. Örneğin, farklı etnik gruplardan gelen insanların bir arada yaşadığı toplumlar, bazen hoşgörüsüzlükle karşılaşabilirken, bazen de hoşgörünün oldukça güçlü olduğu toplumlar yaratabilir. Kültürel pratikler, bu hoşgörünün ne şekilde ve hangi düzeyde olduğunu belirleyen en önemli etmenlerden biridir.
Hoşgörü Üzerine Bir Sonuç
Sonuç olarak, hoşgörü toplumsal yapılar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler tarafından şekillendirilen dinamik bir kavramdır. Her birey, bulunduğu toplumun normları ve değerleri doğrultusunda hoşgörüyü deneyimler. Toplumsal yapılar ne kadar çeşitliliği kabul ederse, bireylerin hoşgörü anlayışları da o kadar derinleşir. Cinsiyet rollerinin bu süreçteki etkisi, erkeklerin ve kadınların toplumsal işlevlerinin farklı olmasından kaynaklanır; ancak her iki cinsiyet de, toplumsal bağlamda hoşgörü kavramını şekillendirirken birbirlerinden öğrenebilirler. Kültürel pratikler, bu anlayışı daha da genişleterek, hoşgörünün toplumsal hayatın her alanına entegre olmasını sağlar.
Siz de kendi toplumsal deneyimlerinizi düşünün. Hoşgörü, sizin yaşadığınız toplumda nasıl şekilleniyor? Hoşgörü, toplumsal normlarla mı belirleniyor, yoksa bireysel tercihlerle mi? Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar, toplumsal etkileşimlerinizi ve hoşgörüyü nasıl algıladığınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
Hoşgörü denilince akla ilk gelen düşünürlerden birisi Mevlana ‘dır. “Gel ne olursan ol, gel” dizelerine yansıdığı üzere insanlar arasında herhangi bir ayrım gözetmemiştir. Hoşgörü , müsamaha, tahammül, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir.
Deli!
Teşekkür ederim, önerileriniz yazının samimiyetini pekiştirdi.
Hoşgörü , müsamaha, tahammül, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir . İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir. Hoşgörü (Ar. müsâmaha, Fr. tolerance), bir kimsenin veya bir toplumun kendi inanç ve düşüncelerinin dışındaki inanç ve düşüncelere de yer verme si, saygılı olması, tahammül göstermesi demektir.
Atilla! Katılmadığım yönler vardı ama katkınız yazıya zenginlik kattı, teşekkür ederim.
Erdemli bir insan davranışı olan “ hoşgörü ” tahammül etme, katlanma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, farklılıklara saygı duyma, çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla ve anlayışla katlanabilme demektir. HOŞGÖRÜ, BAŞKALARıNıN FIKIRLERINE, DAVRANIŞLARıNA VEYA INANÇLARıNA TAM SAYGı GÖSTERMEYI IFADE EDEN AHLAKI BIR DEĞERDIR .
Yonca!
Değerli katkınızı alırken fark ettim ki, önerileriniz yazıya yalnızca güç katmadı, aynı zamanda okuyucuya daha samimi bir şekilde ulaşmasını sağladı.
HOŞGÖRÜ, BAŞKALARıNıN FIKIRLERINE, DAVRANIŞLARıNA VEYA INANÇLARıNA TAM SAYGı GÖSTERMEYI IFADE EDEN AHLAKI BIR DEĞERDIR . HOŞGÖRÜLÜ BIR INSAN, IÇINDE BULUNDUĞU SOSYAL ÇEVRENIN VEYA AHLAKI ILKELERININ BELIRLEDIĞI DÜŞÜNCE VE DAVRANıŞLARDAN FARKLı GÖRÜŞ VE DAVRANıŞLARı KABUL EDEBILIR. Hoşgörü denilince akla ilk gelen düşünürlerden birisi Mevlana ‘dır. “Gel ne olursan ol, gel” dizelerine yansıdığı üzere insanlar arasında herhangi bir ayrım gözetmemiştir.
Hazal! Her önerinize uymasam da katkınız için teşekkür ederim.
Hoşgörü taviz, küçümseme veya müsamaha değildir. Hoşgörü, her şeyden önce, evrensel insan haklarının tanınmasıyla ortaya çıkan bir tutumdur. UNESCO’nun Üye Devletleri, 28 yıl önce Hoşgörü İlkeleri Bildirgesi’nde, UNESCO’nun görevinin merkezinde yer alan güzel hoşgörü fikrini bu sözlerle tanımlamışlardır.
Taylan! Sağladığınız fikirler, yazıyı yalnızca geliştirmekle kalmadı; aynı zamanda daha derinlikli bir içerik kazandırdı.
HOŞGÖRÜ, BAŞKALARıNıN FIKIRLERINE, DAVRANIŞLARıNA VEYA INANÇLARıNA TAM SAYGı GÖSTERMEYI IFADE EDEN AHLAKI BIR DEĞERDIR . HOŞGÖRÜLÜ BIR INSAN, IÇINDE BULUNDUĞU SOSYAL ÇEVRENIN VEYA AHLAKI ILKELERININ BELIRLEDIĞI DÜŞÜNCE VE DAVRANıŞLARDAN FARKLı GÖRÜŞ VE DAVRANıŞLARı KABUL EDEBILIR. HOŞGÖRÜ NEDİR? – 80.Yıl Orhangazi Ortaokulu 80.Yıl Orhangazi Ortaokulu 04… 80.Yıl Orhangazi Ortaokulu 04…
Şevket!
Görüşleriniz, yazının önemli noktalarını ön plana çıkararak metni güçlendirdi.
Müsamaha , hoşgörülü; müsamahakar ise anlayışlı anlamına gelir. Katılmadığın fikirlere hoşgörüyle yaklaşmaya tolerans denir. Hoşgörü ve barışın evrensel sembolü olan Mevlana Celaleddin Rumi , 13. yüzyılda yaşamış ve tüm dünyaya mal olmuş bir İslam alimi, düşünür, şair, sufi ve mutasavvıf.
Salih!
Katkınızla metin daha net oldu.
Hoşgörü , müsamaha, tahammül, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir . İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir.
Oğuz!
Teşekkür ederim, katkılarınız yazıya doğallık kattı.