Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir Sözü Hangi İlke ile İlgilidir? “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dediğimizde, ilk akla gelen soru şu olabilir: “Acaba bu cümle tam olarak hangi ilkeyle ilgilidir?” Hepimiz bir şekilde bu sözün anlamını duymuşuzdur ama, belki de o kadar derinlemesine düşünmedik. Gelin, birlikte eğlenceli bir şekilde keşfedelim ve bu ünlü ifadeyi gerçekten neyin yansıması olduğunu anlamaya çalışalım. Egemenlik ve İlke, Hani Nerede? Şimdi, biraz eğlenceli bir bakış açısıyla bu soruyu ele alalım. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyerek, Türk halkına ne diyoruz? Yani “Artık kimse kimseye müdahale edemez, milletin iradesi her şeyin önündedir!” dedikten sonra, bu durum neyi ifade eder?…
8 YorumKategori: Makaleler
Hidrür Bileşiği Nedir? Kimyasal Dünyada Yeri ve Önemi Hidrür Bileşiği Tanımı Kimya dünyasında “hidrür bileşiği” terimi, genellikle hidrojen atomunun bir metal ya da yarı metal ile bağ yaptığı bileşenleri tanımlamak için kullanılır. Bu tür bileşiklerde hidrojen, negatif bir iyon olarak bağ yapar ve genellikle -1 değerlik taşıyan bir elementtir. Hidrür bileşikleri, hidrojenin genellikle diğer elementlerle oluşturduğu bu bileşikler aracılığıyla önemli kimyasal reaksiyonlara ve endüstriyel uygulamalara zemin hazırlar. Hidrür bileşikleri, genellikle iki ana kategoride incelenir: metal hidrürleri ve yukarı gruptaki elementlerin hidrürleri. Metal hidrürleri, çoğunlukla alkali metal, toprak alkali metal ya da geçiş metal bileşikleriyle oluşturulur. Diğer yandan, bor, alüminyum gibi…
Yorum BırakCinler Niçin Yaratıldı? Antropolojik Bir Perspektif Üzerine Kültürler arasındaki çeşitliliği merak eden bir antropolog olarak, insanlık tarihindeki en ilginç ve derin konulardan biri de, mistik varlıklar ve onların toplumlarda nasıl şekillendiği üzerinedir. Özellikle cinler, farklı toplumlarda farklı anlamlar taşır ve onların varlıkları yalnızca korku ya da batıl inançlarla sınırlı değildir. Peki, cinler neden yaratıldı? Bu soruyu antropolojik bir bakış açısıyla ele alırken, kültürel ritüeller, semboller ve topluluk yapıları üzerinden bir keşfe çıkacağız. Cinlerin Toplumsal Rolü ve İktidar İlişkileri Cinler, İslam mitolojisi başta olmak üzere, dünya çapında farklı kültürlerde varlık gösterir. Bu varlıkların yaradılışı, toplumsal düzenin ve bireysel kimliklerin şekillendiği bir…
Yorum BırakKoyun Günde Kaç Kg Süt Verir? Tarihten Günümüze Süt Verimliliğinin Sosyoekonomik Yüzü Tarih boyunca koyun, yalnızca et ve yün üretimiyle değil, süt verimiyle de insan yaşamında önemli bir yer tutmuştur. Koyun sütü, Anadolu’dan Akdeniz’e uzanan geniş bir coğrafyada, toplumsal beslenme biçimlerini şekillendiren temel kaynaklardan biri olmuştur. Bugün hâlâ birçok köyde sabahın ilk ışıklarıyla birlikte başlayan süt sağımı, yüzyıllardır süregelen bir ekonomik ve kültürel döngünün parçasıdır. Koyun sütü, hem tarihsel hem de ekonomik açıdan tarımsal üretimin en değerli çıktılarından biridir. Ancak “koyun günde kaç kg süt verir?” sorusu, sadece sayısal bir yanıtla sınırlı değildir; bu soru, verimlilik, genetik yapı, beslenme ve…
Yorum BırakÖlümlü Dünya 2 kaç kişi izledi? Rakamlardan öte bir “Mermer etkisi” Şu itirafla başlayalım: Bazı filmler sadece izlenmez, konuşulur; replikleri gruplarda dolaşır, şakaları gündelik dile sızar, hatta arkadaş buluşmalarının şifresine dönüşür. Ölümlü Dünya evreni tam da böyle bir şey. Devam filmi geldiğinde “Peki gerçekten kaç kişi izledi?” sorusu, sadece bir sayı merakından ibaret değildi; bir kültün güncellenmiş nabzını yoklamaktı. Hadi birlikte o nabza kulağımızı dayayalım. Kısa cevap: Ölümlü Dünya 2’yi kaç kişi izledi? Toplam seyirci: 1.656.485 kişi. Toplam hasılat: 214.731.635 TL. Bu toplam, filmin Türkiye’de 23 haftalık gösterim sürecinin sonunda kayda geçti. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Bu nokta bir günde olmadı. Film açılış…
Yorum BırakYaşmak Ne Demek TDK? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Yolculuk Her kelimenin ardında bir hikâye gizlidir. Kimi kelimeler yalnızca bir nesneyi ya da olguyu tanımlar, kimileri ise toplumların belleğinde derin izler bırakır. “Yaşmak” kelimesi de bunlardan biridir. Gelin bu kelimeye hem TDK’nın tanımından hem de farklı kültürlerin bakış açısından bakalım. TDK’ya Göre Yaşmak Türk Dil Kurumu’na göre yaşmak, “kadınların dışarı çıkarken yüzlerini örtmek için kullandıkları örtü” anlamına gelir. Tarihsel bağlamda özellikle Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılmış, kadınların yüzlerini kapatan bir giysi parçası olmuştur. Yani yaşmak yalnızca bir bez parçası değil, aynı zamanda toplumsal düzenin ve dönemin değerlerinin sembolüdür. Yerel Perspektif:…
Yorum BırakHabitus ve Veterinerlik: Felsefi Bir Yaklaşım Bir Filozofun Bakışı: İnsan ve Hayvan İlişkileri Üzerinden Düşünmek Filozoflar, insanın varoluşunu ve dünyaya dair bilgisini her zaman sorgulamıştır. Ancak bir soru var ki, hem insan hem de hayvan hakları üzerine derin düşüncelere yol açmaktadır: İnsan ile hayvan arasındaki ilişkiler gerçekten eşit midir? Veterinerlik mesleği, bu soruyu günlük hayatımıza taşır. Hayvanların sağlığı ve refahı üzerine çalışan veterinerler, yalnızca biyolojik bir düzeyde değil, aynı zamanda etik ve felsefi bir düzeyde de birçok soruya cevap arar. Felsefi bir bakış açısıyla, insanın hayvanlarla olan ilişkisi yalnızca bilimsel veya pratik bir sorundan ibaret değildir. Hayvanlara yönelik davranışlarımız, toplumsal…
Yorum BırakPapaz Oldum Ne Demek? Toplumsal Cinsiyetin, Çeşitliliğin ve Adaletin Gözünden Bir Deyim Analizi Hepimiz hayatımızın bir noktasında “Papaz oldum” demişizdir. Kimimiz trafikte, kimimiz iş yerinde, kimimiz ise bir tartışmanın tam ortasında… Ama hiç düşündük mü bu söz ne anlama geliyor, nereden geliyor, toplumsal olarak nasıl bir yük taşıyor? İşte bugün, bu deyimin ardındaki anlam katmanlarına birlikte bakıyoruz. Bu sadece bir deyim yazısı değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerine, dilin gücüne ve sosyal adalete dair bir sorgulama daveti. “Papaz Oldum” Deyimi: Basit Bir Öfke İfadesi mi, Derin Bir Toplumsal İz mi? Günlük dilde “Papaz oldum” genellikle “çok sinirlendim”, “çok gerildim” ya…
Yorum Bırak“Balıkçılık mı dedin, teknoloji mi?” diye sormayın. Çünkü bugün “LRF mi, Spin mi?” tartışması sadece olta seçimi değil, aynı zamanda doğa, sabır, strateji ve geleceğin av kültürüne dair bir vizyon meselesi. Bu yazı, balığın peşine düşenlerle geleceğin peşine düşenleri ortak bir düşünceye davet ediyor. Balıkçılık artık sadece su kenarında geçirilen bir hobi değil; teknolojinin, çevre bilincinin ve kişisel stratejinin iç içe geçtiği bir yaşam tarzı. LRF (Light Rock Fishing) ve Spin, bu dönüşümün iki farklı felsefesi. Peki hangisi geleceğe yön verecek? Hangi tarz, doğayla daha uyumlu, hangi tarz insanın kendisini daha iyi anlatıyor? Gelin birlikte düşünelim. LRF mi, Spin mi?…
Yorum BırakGünlük Nedir Kısaca Maddeler Halinde? Kültürel Belleğin Antropolojik İzleri Bir antropolog olarak, insanların yazıya döktükleri duygulara, düşüncelere ve yaşanmışlıklara bakmak; onların kültürlerini, kimliklerini ve topluluk yapılarını anlamanın en zarif yollarından biridir. Çünkü günlük, yalnızca bir yazı türü değil, insanın kendini anlamaya, topluma seslenmeye ve zamana iz bırakmaya çalıştığı bir kültürel eylemdir. Her satırı, bir toplumun hafızasında yankı bulan sessiz bir tanıklıktır. Günlük Nedir? Kısaca Tanım Türkçe derslerinde “günlük”, bireyin yaşadığı olayları, duygularını ve düşüncelerini günü gününe yazdığı yazı türü olarak tanımlanır. Ancak antropolojik açıdan bu tanım, çok daha derin bir anlam taşır. Günlük tutmak; insanın kendisiyle, toplumu ve doğayla kurduğu…
Yorum Bırak